İklim Değişikliği: Nedenleri, Sonuçları ve Önleyici Adımlar

Son yıllarda dünyada sıcaklık ortalamasının arttığı, kutup bölgelerindeki buzulların eridiği ve küresel bir iklim değişikliğiyle karşı karşıya olunduğuna dair onlarca haber görmüş olmalısınız. Aklınızda “Küresel iklim değişikliği nedir, nedenleri ve sonuçları neler olabilir?” gibi pek çok soru taşıyorsanız tüm bunları açıklamak için öncelikle iklim kavramını tanımlamalıyız. 

Bir bölgede uzun süredir hâkim olan yağış tipi ve sıklığı, nem, sıcaklık, rüzgâr gibi koşulların tamamı iklim başlığı altında değerlendirilir. İklimin o bölgenin yaşam koşulları, canlı çeşitliliği, tarımsal imkânları, sahip olduğu su kaynakları üzerinde önemli bir etkisi bulunur. Böglenin ekonomik ve sosyal refahını belirleyebilir. Peki, iklim değişikliği nedir?

İklim değişikliği nedenlerine bakılmaksızın bir bölgedeki ortalama sıcaklık, nem, yağış ve basınç değerlerinin değişmesidir. Bu durum o bölgenin tüm ekosistemini değiştirir. Su ve gıda krizi, aşırı sıcaklıklar, ekonomik dalgalanmalar gibi birçok soruna yol açabilir. Küresel iklim değişikliğiyse bu sorunların tüm dünyada yaşandığı anlamına gelir ve ülkeleri bir çıkmaza itebileceği gibi gelecekte canlıların yaşamını bile tehdit edebilir. Alınabilecek ilk tedbir, küresel iklim değişikliğinin nedenleri ve sonuçları ile ilgili bilinçlenmektir.

İklim Değişikliğinin Nedenleri

Bölgesel ve küresel iklim değişikliklerinin nedenleri nadiren volkanik patlamalar ya da Güneş’teki leke ve patlamalar da olabilir ama günümüzdeki asıl neden insanların kontrolsüz ve aşırı faaliyetleridir. Dünya nüfusunun hızla artışı ve insanların ekosistemin dengesini korumayı yeterince önemsemeyişi yüzünden her gün daha ciddi bir etki kazanan bu nedenleri bilirsek daha yaşanabilir bir gelecek için neleri yapmamamız gerektiğini de öğreniriz. İşte, küresel iklim değişikliğinin sebepleri:

Sera Gazlarının Artışı

“İklim değişikliği neden olur?” sorusuna verilebilecek ilk cevaplardan biri, sera gazlarıdır. Karbondioksit, metan, nitröz oksit, ozon ve su buharı; sera gazlarına örnek gösterilebilir. Peki, sera gazları iklimi nasıl etkiler? Yeryüzündeki ısının bir kısmı atmosfere yükselir ve uzaya çıkarak yok olur. Küresel sıcaklık bu sayede ideal seviyelerde kalır. Sera gazlarının atmosferdeki yoğunluğu arttıkça “sera etkisi” adı verilen bir felakete zemin hazırlanır.


Atmosfere tutunan sera gazları, yeryüzünden yükselen ısıya karşı bir kalkan gibi çalışır. Isıyı önce tutup kendine hapseder, sonra yeryüzüne geri yansıtır. Küresel ısınmayı artırıp buzulların erimesine, iklim felaketlerine yol açar. Son yıllarda dünyanın pek çok bölgesinde ölümlere yol açan aşırı sıcaklıkların altında da bu sebep bulunur.

Fosil Yakıtların Kullanımı

Doğada her şeyin birbiriyle ilintili olduğu, kusursuz bir denge vardır. Herhangi bir ihmal, bir domino etkisi uyandırarak bütün dengeyi bozabilir. Fosil yakıtların kullanımı da böyle ihmaldir. Petrol, kömür gibi fosil yakıtlar atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun en büyük sebebidir. Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli(IPCC)’ne göre 2004 yılında atmosfere salınan sera gazlarının %56’sı, fosil yakıt kullanımından kaynaklanan karbondioksittir. Dünya genelinde en yoğun kullanılan fosil yakıtlar sırasıyla kömür, petrol ve doğal gazdır. Kömür, doğal gaza oranla yaklaşık 2 kat fazla karbondioksit salınımı yapar. Yaşanabilir bir dünya için doğal gazı bile bilinçli şekilde kullanmak gerekirken kömürün en çok kullanılan fosil yakıt olması, bugün yaşanan küresel ilkim değişikliklerine bir sebeptir.

Ormanların Yok Oluşu

Ormanlar, dünyanın akciğerleri olmalarının yanı sıra oksijen salınımından çok daha fazlasını yaparlar. Fotosentez yapabilen dev bir organ gibi çalışan ormanlar, atmosfere salınan karbondioksiti emerek oksijene dönüştürür. Bu sayede sera gazlarının yıkıcı etkisini azaltır, küresel sıcaklığın ideal seviyelerde kalmasını sağlar. Yağmur bulutlarının ve yağışın oluşmasını sağlayarak kuraklığı önler. Her orman kendine has bir ekosistem oluşturarak çeşitli bitkilere, mantar ve yosunlara, toprak altında ya da üstünde yaşayan böceklere, hayvanlara ve mikroorganizmalara ev sahipliği yapar. 


Ağacın olmadığı yerde hayatın varlığından söz etmek zordur. Çünkü yeşilin yerini çorak topraklar aldıkça su ve gıda krizi, kuraklık, aşırı sıcaklıklar, hava kirliliği gibi sorunlar da kaçınılmaz olur. Kontrolsüz ağaç kesimi ve insan kaynaklı yangınlar, ormanları yok eder. Yok olan her orman, küresel sıcaklığın biraz daha artması demektir ve bu durum da yeni orman yangınlarına yol açar. Bu yıkıcı kısır döngüyü önlemek içinse yaşayan her bir ağaca sımsıkı sarılmak gerekir.

Endüstriyel Faaliyetler

Atmosferdeki sera gazı salınımını artıran en önemli unsur, 1760’lı yıllarda başlayan Sanayi Devrimi’dir. 1750 yılı ile 2000’li yıllardaki değerler karşılaştırıldığında atmosferdeki karbondioksit oranının %40, metan gazı oranının ise %150 arttığı gözlemlenmiştir. Üstelik endüstriyel faaliyetler sadece sera gazlarının salınımını artırmakla da kalmamıştır. Aynı zamanda endüstriyel faaliyetlerde daha ekonomik olduğu için fosil yakıt tüketimine başvurulmuştur. Kömür ve petrol kullanımının en yaygın olduğu alan endüstri sektörüdür. 

 

Tarımsal Faaliyetler

İklim değişikliğinin tarımsal faaliyetler üzerindeki olumsuz etkileri oldukça açıktır. Su krizi, toprağın verimsizleşmesi, aşırı sıcaklıklar derken tarımın icrası her geçen yıl zorlaşır. Ancak tarımsal faaliyetlerin de iklim üzerinde olumsuz etkileri bulunur. Dünya üzerinde sera gazı artışını tetikleyen faktörler arasında tarımsal faaliyetler %20’lik ciddi bir paya sahiptir. Enerji tüketimi, üretim, gübreleme ve ilaç kullanımı gibi faaliyetler karbondioksit, metan ve nitröz oksit gazlarının salınımını artırır. Ayrıca az yağış alan bölgelerde çok su isteyen bitkiler yetiştirmek ya da bilinçsiz sulama yöntemleri kullanmak da su ayak izini artırdığı için iklim krizi sebepleri arasında sayılabilir.

İklim Değişikliğinin Sonuçları

İklim değişikliği etkilerini hayatın pek çok farklı alanında gösterir. “İklimin değişmesi neden tehlikeli olsun ki?” diye düşünüyorsanız gelin, sonuçlarına birlikte bakalım.

  • İklim değişiklikleri ve küresel ısınma kutup bölgelerinde buzulların erimesine yol açtığı için deniz seviyeleri yükselir. Ciddi boyutlardaki sel ve taşkınlara sebep olan bu durum ise kıyı ülkelerinde yaşamı imkânsız hâle getirebilir.
  • Aşırı sıcaklıklar, şiddetli yağış ve kasırgalar gibi ekstrem hava olayları daha sık yaşanabilir.
  • Sıcaklıklar arttıkça orman yangınları sıklaşabilir. 
  • Ekosistemin dengesi iyice bozulur, canlı çeşitliliği azaldıkça toprak verimsizleşir. Sebze, meyve gibi bitkisel gıdalara ulaşmak zorlaşır. Bu durumda hayvan yetiştirmek de mümkün olmayacağı için ciddi bir gıda krizi baş gösterir. 
  • Tarım ve hayvancılık; şiddetli fırtınalar, don olayları, aşırı sıcaklıklar gibi ekstrem hava olaylarından da ciddi yaralar alabilir.
  • İklim değişikliği su kaynaklarına da olumsuz yansır. Küresel ısınmayla artan kuraklık, dünya genelinde su ve gıda krizine yol açabilir. Bu kriz ise büyük savaşları, toplu ölümleri tetikler.

Küresel İklim Değişikliğini Önlemek İçin Alınabilecek Önlemler

İklim değişikliğinin canlı yaşamı için ciddi tehditler oluşturduğunu görebiliriz. Peki, bu tehditleri nasıl engelleyebiliriz? Küresel iklim değişikliğini önlemek için neler yapabiliriz?

  • Sera gazı salınımı, fosil yakıt tüketimi ve su kaynaklarının savurganca kullanımını önlemek istiyorsak endüstriyel faaliyetlerin artışını engellememiz gerekir. Bunun için ise tüketim alışkanlıklarımızı sürdürülebilirlik çerçevesinde yeniden oluşturmalıyız. Tek kullanımlık ürünleri, plastik şişe ve ambalajları hayatımızdan çıkarmak veya geri dönüştürülebilir malzemeleri değerlendirmek iyi bir ilk adım olabilir.
  • Sürdürülebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanmalıyız. Güneş, rüzgâr, dalga enerjisi gibi kaynaklar; kömür, petrol, doğal gaz gibi fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin yerini alabilir.
  • Uzun ömürlü ve yaşanabilir bir dünya için baktığımız her yeri biraz yeşile boyamamız gerekir. Ormanda ateş yakmamak, ağaçları bilinçsizce kesmemek gibi önlemler almanın yanı sıra her fırsatta birkaç fidan dikerek Dünya’nın kalbini ve akciğerlerini koruyabiliriz.
  • Su tasarrufu da iklim değişikliğini engellemek için alabileceğimiz en önemli tedbirlerden biri. Küresel ısınmayla ortaya çıkabilecek muhtemel su krizlerini önlemek için bugün sahip olduğumuz suyun her bir damlasını dikkatli harcamalıyız.

Sel, yangın, kuraklık, heyelan gibi felaketlerin normalleştiği, gelecek nesillerin her an bu felaketlerin korkusuyla yaşadığı bir dünya istemiyorsak bugün alacağımız tedbirlerle onlara daha yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz. Bireysel ve toplumsal bilinçlenme ile ormanlarımızı ve su kaynaklarımızı koruyabilir, atmosferi sera gazlarından arındırabilir ve fosil yakıt tüketiminin önüne geçebiliriz. Tüm bunlar için her gün iklim değişikliği ile ilgili bilgiler edinmek, bu bilgileri çevremizle paylaşmak ve alınabilecek her tedbiri hayata geçirmek hepimizin temel sorumlulukları arasında yer alır.