Sürdürülebilir Yaşam: İpuçları ve Yöntemler

Sürdürülebilir Yaşam: İpuçları ve Yöntemler

Her ne kadar sınırsızmış gibi davransak da dünyanın doğal kaynakları gün geçtikçe tükeniyor. Tüketim çılgınlığının yol açtığı kontrolsüz üretim, atmosfere salınan sera gazları ve bunun sonucunda oluşan küresel ısınma, atıkların doğaya verdiği zarar ve daha niceleri yavaş yavaş dünyayı yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarıyor. Gelecek nesiller için büyük bir tehdit oluşturan bu durumun engellemesi ise ancak sürdürülebilir yaşam ilkelerinin hem devletler hem de insanlar tarafından uygulanmasıyla mümkün oluyor.

 

Sürdürülebilir Yaşam Nedir?

Peki tam olarak sürdürülebilir yaşam nedir? Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikli olarak “sürdürülebilirlik nedir?” sorusunun yanıtlanması gerekiyor.

 

Sürdürülebilirlik kavramı en kısa haliyle doğal kaynakların dengeli bir şekilde kullanılmasını ifade ediyor. Ancak buradaki denge oldukça hassas. Doğal kaynakları kullanılırken gelecek nesillerin ihtiyaçlarını riske atmadan mevcut popülasyonun ihtiyaçlarını karşılayabilmek sürdürülebilirliğin en temel unsuru olarak öne çıkıyor.

 

Sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için ekonomik, çevresel ve toplumsal alanlarda birtakım önlemler almak gerekiyor. Bu önlemlere uygun şekilde üretim yapmak, çevreyi ve kaynakları korumak öncelikli olarak yapılması gerekenler arasında bulunuyor.

Dolayısıyla bu konuda devletlere olduğu kadar bireylere de büyük sorumluluk düşünüyor. İşte sürdürülebilir yaşam kavramı da burada devreye giriyor. Pek çok kişi yaşam tarzında gerçekleştirebileceği ufak değişiklikler ile dünyayı kurtarmanın ütopik bir yaklaşım olduğunu düşünse de her bireyin bu konuya özen göstermesi ve yaşamını sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda devam ettirmesi ile gerçekten de gelecek nesillere yaşanılır bir dünya bırakmak mümkün. 

 

“Sürdürülebilir yaşamın önemi nedir?” sorusunu cevaplandırırken hep gelecek nesillerden bahsettik. Oysaki kuraklık, sel felaketleri, gıda kıtlığı ve hava kirliliği gibi olumsuz etkileri görebilmek için geleceğe bakmaya gerek yok. Şu an içerisinde bulunduğumuz şartlar bile çok değil, bir on yıl sonra yaşamlarımızın ne doğrultuda olumsuz etkileneceğini açık bir şekilde gösteriyor. Dolayısıyla sürdürülebilir yaşam sadece gelecek nesilleri değil kendimizi kurtarmanın da yegâne yolu.

 

Sürdürülebilir yaşam fikri ilk kez, 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Ortak Geleceğimiz (Our Common Future) adlı raporda ele alınıyor. Raporda sadece ekonomik kalkınmanın temel alındığı ve çevrenin önemsenmediği bir üretim anlayışının dünyanın geleceği için ciddi bir tehdit oluşturduğu, dolayısıyla farklı başlıklar altında belirlenen sürdürülebilirlik prensipleri doğrultusunda devletlerin, kurumların ve bireylerin dayanışma halinde ortak hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.

 

Sürdürülebilir Yaşamın Temel İlkeleri

BM tarafından belirlenen sürdürülebilir yaşamın temel ilkeleri 2030 yılına kadar ulaşılması gereken hedeflerin başlangıç noktasını oluşturuyor. Temiz su kaynaklarına ulaşımdan, sağlıkta ve eğitimde eşitliğe kadar farklı alanlarda gerçekleştirilmesi planlanan hedefler için uygulanması gereken temel ilkeler oldukça kapsamlı ve detaylı. Ancak bu ilkeler arasında hepimizi ilgilendiren ve öne çıkan başlıkları şu şekilde özetleyebiliriz:   

 

Ekolojik Ayak İzi

Ekolojik ayak izi kısaca birey, toplum ya da kurumlar tarafından gerçekleştirilen her eylemin dünya üzerinde oluşturduğu etkiyi ölçmek için kullanılan bir değer. Ekolojik ayak izi genellikle toprak, su, orman ürünleri gibi doğal kaynakların ne kadarının tüketildiğini ve bu tüketim sonucunda oluşan atık ve karbondioksit gibi sera gazı emisyonlarının çevrede yarattığı etkiyi ölçüyor.

Örneğin her gün işe bisikletle ya da toplu taşıma kullanarak giden biri ile kısa mesafelere dahi özel otomobilini kullanarak giden biri arasında bıraktıkları ekolojik ayak izi bakımından ciddi farklar oluşuyor. Farklı bileşenler kullanılarak gerçekleştirilen ekolojik ayak izi hesaplaması tabii ki bireyler gibi kurum ve devletlerin de çevreye etkilerini gösteriyor.

 

Tüketim Alışkanlıklarını Değiştirmek

Tüketim alışkanlıklarını değiştirmek bireylerin gerçekleştirebileceği en önemli sürdürülebilirlik ilkelerin başında geliyor. Alışveriş yaparken ihtiyaçlara odaklanmak ve gereksiz tüketimden kaçınmak, çevre dostu ve dönüştürebilir ürünleri tercih etmek, sahip olunan eşyaları değerlendirerek yeniden kullanılabilir hale getirmek, bu başlık altında gerçekleştirilebilecek uygulamalardan sadece birkaçı. 

 

Yenilenebilir Enerji

Yenilenebilir enerji güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi tükenmeyen ve sürekli olarak yenilenen enerjileri ifade ediyor. Bu enerjilerin kullanımı fosil yakıtlar gibi çevreye büyük oranlarda zarar vermiyor. Yenilenebilir enerjilerden bireysel olarak da faydalanmak mümkün oluyor. Özellikle ülkemiz gibi güneşi bol olan bir coğrafyada yaşayan bireyler olarak ev içi kullanıma yönelik güneş panellerini tercih etmek önemli bir adım olabilir.

 

Döngüsel Ekonomi

Doğal kaynakların ve bu kaynaklardan elde edilen materyallerin mümkün olan en uzun süre boyunca ekonomik sistemde kullanılması döngüsel ekonomi olarak adlandırılıyor. İsrafın azaltılmasını hedefleyen bu model atık oluşumunu da düşürme konusunda başarı sağlıyor. Döngüsel ekonomi kullan ve at yaklaşımının aksine, geri dönüşüm ve yeniden değerlendirme yoluyla kaynakları ve malzemeleri ekonomi içinde sürekli olarak dolaştırarak sürdürülebilirliği artırmayı amaçlıyor. Döngüsel ekonominin gelişmesi ve yaygınlaşması için özellikle atık yönetimi konusunda toplum bireylerine büyük iş düşüyor.

 

Sürdürülebilir Yaşam Tarzı için Atılabilecek Adımlar

“Sürdürülebilirlik için neler yapılabilir?” sorusunun cevabı doğrultusunda gündelik hayatımızı yeniden şekillendirmek dünyamızın dolayısıyla çocuklarımızın geleceğine yönelik gerçekleştirebileceğimiz en faydalı eylem. Bunun için şu adımları takip edebilirsiniz. 

 

1. Evde Enerji Verimliliği

Enerji verimliliği enerji tüketimini azaltmaktan geçiyor. Bunun için alabileceğiniz birçok basit ama etkili önlem bulunuyor. Enerji tasarruflu ampuller, beyaz eşyalar kullanmak, olabildiğince çok doğal ışıktan faydalanmak ve elektronik cihazları kullanmadığınız zamanlarda fişten çekmek bu önlemlerden sadece birkaçı. Bunun yanı sıra evinize yalıtım yaparak ısı kaybını önleyebilir ve böylelikle hem enerji verimliliği artırabilir hem de maliyetleri düşürerek bütçenizi koruyabilirsiniz. Bu konuda daha ileri ne gibi önlemler alabilirsiniz ya da evinizi sürdürülebilir yaşam tarzına uygun hale nasıl getirebilirsiniz, öğrenmek için “Sürdürülebilir Ev” başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.  

 

 

2. Sürdürülebilir Beslenme

Tarım ve hayvancılık faaliyetleri için harcanan doğal kaynakların ve sonucunda ortaya çıkan atıkların çevreye verdiği zararı azaltmak için sürdürülebilir beslenme yöntemini tercih edebilirsiniz. Bunun için hayvansal gıdaları azaltmanız, organik ürünler satın almanız, yerel üreticilerden alışveriş yapmayı tercih etmeniz ve gıda israfını önlemeniz atabileceğiniz bazı adınlar arasında yer alıyor.

 

3. Toplu Taşıma Kullanımı

Karbon ve ekolojik ayak izini azaltarak sürdürülebilir bir yaşama geçmenin öncelikli şartları arasında toplu taşıma kullanmak yer alıyor. Seyahatlerinizde toplu taşımayı tercih ederek hem fosil yakıt tüketimini hem de atmosfere salınan sera gazı emisyonunu azaltmak yönünde ciddi bir adım atabilirsiniz. Toplu taşımanın yanı sıra kısa mesafeler için bisiklet kullanmayı ya da yürümeyi de deneyebilirsiniz. Hem böylelikle sağlığınızı da koruyabilirsiniz.

 

4. Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi

“Doğal kaynakların korunması için neler yapılabilir?” sorusuna verilebilecek cevaplardan biri de geri dönüşüm. Geri dönüşüm; atıkların toplanıp, işlenerek yeni ürünlere dönüştürülme sürecini ifade ediyor. Kâğıt, plastik, cam, metal ve organik atıkları çöpe atmak yerine geri dönüşüme kazandırmanız ham madde kullanımını ve dolayısıyla doğal kaynak ve enerji israfını önlemenin etkili yöntemleri arasında yer alıyor.

 

Geri dönüşüm için öncelikli olarak atık yönetimi gerçekleştirmeniz gerekiyor. Bunun için ise farklı türde atıkları ayırarak geri dönüşüm kutularına gönderebilirsiniz. Ancak atık yönetiminde atıkların geri dönüştürülmesi kadar azaltılması da büyük önem taşıyor. Atık azaltma yöntemleri arasında bilinçli tüketim alışkanlıkları edinmek başta geliyor. Ayrıca kompost gibi pratik yöntemlere başvurarak da hem atıklarınızı azaltabilir hem de geri dönüşümü evde kendiniz gerçekleştirebilirsiniz.

 

5. Su Tasarrufu

Su kaynaklarını tasarruflu bir şekilde kullanmak hem ülkelerin hem de bireylerin çevreye katkı sağlamak adına atması gereken önemli adımlardan biri. “Su kaynaklarını tasarruflu kullanmanın çevreye katkısı nedir?” sorusunun doğrudan ya da dolaylı birçok cevabı bulunuyor.

 

Her şeyden önce evde gerçekleştirilen su tüketiminin azaltılması ekosistemi ve bu ekosistemde yaşayan hayvan ve bitki türlerini koruyor. Gelecekte yaşanabilmesi olası kuraklık ve kıtlık gibi durumlarla da başa çıkmanın yolu su tasarrufundan geçiyor. Tüm bunların yanı sıra su tasarrufu suyun arıtılması ve evlere ulaştırılması için harcanan enerji tüketiminin de azaltılmasına yardımcı oluyor. Su tasarrufunun önemi ve bu konuda neler yapabileceğinize dair daha ayrıntılı fikir sahibi olmak için “Su Tasarrufu” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.  

 

Sürdürülebilir Yaşamın Sosyal Boyutları

Sürdürülebilir yaşam ilkelerini uygulayarak gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için ülkelere, kurumlara ve bireylere büyük sorumluluk düşüyor. Ancak burada bireylerin bilinçlenmesi en önemli nokta. Bireylerin bilinçlenmesi ve bu doğrultuda tercihler gerçekleştirmesi topluma yansıyarak sürdürülebilir yaşam ilkelerini uygulama konusunda devletleri ve kurumları teşvik edici ve hatta bazen zorlayıcı bir etki yaratıyor.

 

Bireylerin dolayısıyla toplumun bilinçlendirilmesi için ise bu konuda eğitimlerin verilerek farkındalık oluşturulması gerekiyor. Çoğu zaman bu eğitimin devlet tarafından sağlanmasını bekleyebiliriz. Ancak eğitim konusunda sivil toplum örgütlerinin de rolü oldukça büyük. Dolayısıyla bilinçli bireyler olarak “Sürdürülebilir yaşam için neler yapılabilir?” sorusunu kendimize sormak, kendimizi bu konuda eğiterek geliştirmek ve toplumsal farkındalığı arttırmak için sivil toplum örgütlerine katılım gerçekleştirmek büyük önem taşıyor.

 

Sürdürülebilir Yaşamın Ekonomik Boyutları

“Ekolojik denge nasıl korunur?” sorusunun doğrudan muhatabı olan diğer unsurlar ülkeler ve kurumlar. Ekonomik faaliyetlerin düzenlenmesi doğal kaynakların sürdürülebilirliği adına oldukça önemli. Bunun için devletlerin gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmeleri ve kurumları denetlemeleri, kurumların ise bu düzenlemelere uyarak ekolojik kalkınma modelini benimsemesi gerekiyor.

 

Kurumların yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimine yönelik sürdürülebilir yatırımlar gerçekleştirmesi ya da doğal kaynakların korunması, karbon emisyonlarının azaltılması ve atık yönetimi gibi konuları dikkate alarak üretim faaliyetlerini gerçekleştirmeleri önem kazanıyor.  

 

Bu alanda atılan adımlar topluma yeni iş fırsatları da sunuyor. Yeşil iş fırsatlarını meydana getiren sektörler arasında yenilenebilir enerji, atık yönetimi ve dönüşümü, yeşil inşaat, sürdürülebilir ulaşım, organik tarım ve gıda, sürdürülebilirlik danışmanlığı hizmetleri yer alıyor.